CORTAZAR
Bu gün, Cortazar konuşalım mı? Ne olur, bırakalım kelimeleri ve Cortazar konuşalım… Ama öncelikle herkeslerden özür dilemek zorundayım, şöyle ki, sizlere hiç okumamış olduğum bir yazarı anlatacağım! 🙂 Gerçekten, bende sadece bir cilt eski bir kitabı var, Cortazar’ın adını duyduğumdan bu yana, sahaflardan arayıp bulup, bir türlü okumak için zaman bulamadığım bir yazar.. Esasında bir […]
Devamı →Tavsiye/Öneri
Bu gün sevgili dostum Çetin Yalçın sormuş bunu. Pek hoşuma gitti.. Hemen ele alalım, biraz üzerinde çalışalım istedim. Eminim hatırlayanlar olacaktır, bir zamanlar Bülent Ecevit’in başını çektiği bir “öz Türkçe” hareketi vardı.. Neredeyse arap ve fars dilleri kökenli ne kadar kelime varsa, bunlara cevaben TDK bir kelime uydurur, ve pek çok kişi, hevesle bu acaip […]
Devamı →Ayna
Benim sakallı filozofum sevgili, kıymetli dostum Ercan Yenal şu iki satırı karalamıştı geçenlerde: “Gözgüye baktım, özüm görmeğe, seni göresim geldi” Bülent Ecevit’in 1976 tarihli “Gözgü” şiirinin ilk iki dizesi.. “Gözgü” Azerbaycan Türkçesinde “Ayna” anlamına geliyormuş. “Al sana “ilham” için iki kelime önerisi Ahmet Altan! (Düşün bakalım bu iki kelime arasındaki farklar üzerine.) “Ayn” Arapçada “Göz” […]
Devamı →Ketum
Eski bir kelime, ama yine kudretli, özel bir kelime… Bazen öyle kelimeler bulmuşlar ki, o durum için daha iyisi yok! Anahtarla kilit gibi… O durumu sadece o kelime anlatabilir, başkaca hangi kelimeyi kullanırsanız kullanın, eksik, yetersiz, uygunsuz kalıyor.. Ketum da böyle bir kelime kanımca.. Eskimiş ve az kullanılır olması üzücü… Haydi, yine sözlük ne demiş […]
Devamı →Luddite ve Mobifobi
Bu gün iki kelimemiz var, birincisi İngilizce, “Luddite” Her zamanki gibi sözlüğe baktığımızda, karşılık olarak şunu yazmış: “Gelişen teknoloji karşısında işini kaybedeceğinden korkan kimse!” Bu gün, gelişmiş bilgisayar sistemleri, otomasyon, kendi kendine öğrenebilen robotları falan düşününce insan, bu korkunun pek de yersiz olmadığını görüyor. Oysa bu terim günümüzde ortaya çıkmış bir kavram değil.. 18 ve […]
Devamı →Hergele
Kullandığımız pek çok kelimenin gerçek anlamını bilmeksizin yaşayıp gidiyoruz.. Oysa kelimeler ne gizemler barındırıyorlar.. Geçen gün aklıma geldi, İstanbul’da “Hergele Meydanı” diye bir yer vardı! Bu nasıl iştir? Madem “Hergele Meydanı” var, neden “İtoğlu it Mahallesi” “Dolandırıcılar Yokuşu” falan gibi yerler yok? Neticede “Hergele” kelimesinin manasını öğrenmem gerektiğine karar verip, sözlüğe bakmak zahmetine katlandım!! Şuymuş: […]
Devamı →Taygeldi
Bu yaşıma geldim, bu lafı ilk defa duydum… Şaştım kaldım!… Türkçe bir kelime, ve hiç karşılaşmamışım, ve böyle bir kelimenin üretilmesi, icat edilmesi için ihtiyaç duyulmuş olması falan, insanın ağzı açık kalır ya, aynen o oldu bende! Amerikalı atalarımızın “jaw dropping” dedikleri etki!! Efendim “Taygeldi” şöyle bir şey, her zamanki gibi, önce sözlüğe bakalım: “ikinci […]
Devamı →Casus Belli
Latince bir terim.. eskiden beri ilgimi çeker.. Bizim Türkçe okunuşu ile ortaya çıkan anlamıyla hiç bir alakası olmayan bir politik terim.. “Savaş sebebi” anlamında. Daha da detaya girecek olursak, “bir savaşı başlatacak olan veya iki devlet arasındaki bir savaşı “haklı” kıldığı düşünülen olay” olarak tanımlayabiliriz. “Casus belli” savaşı ilan eden devlet tarafından kendisine karşı gerçekleştirilmiş, […]
Devamı →