Bu gün, içinden geçmekte olduğumuz virüslü günlerin anlam ve önemine binaen, bir kelime değil, bir deyim konuşalım istedim.. “ELİ KULAĞINDA”

2020 yılı, insanlık için yepyeni bir döneme işaret eden bir virüs salgını ile çıktı karşımıza.. İnsanlık tarihinin bu güne kadar karşı karşıya gelmediği, muazzam büyük bir problem, unutulmaz bir dönemeç. Ne söylüyor bize bu günler? Yepyeni bir dünyanın kurulacağını ve bundan böyle asla hiçbir şeyin aynı, eskisi gibi olamayacağını söylüyor. Yurttaş/Devlet ilişkilerinin, hatta Yurttaş/Yurttaş ilişkilerinin bile yeniden tanımlanacağını, ekonomik düzenin değişeceğini, sosyal ilişkilerin ise muhakkak bambaşka olacağını, tarihin tam da böyle bir zamanında olduğumuzu, evrensel bir yeniden yapılanmaya şahit olunacak günlerde olduğumuzu söylüyor. Adeta Fransız devrimi, Berlin duvarının yıkılması, İkiz kulelerin çöküşü gibi, simgesel ve muazzam değişimler zamanı… tam da bu dediklerimizin arefesindeyiz. Bir kapı var, aralanmış.. ve biz oradan bilmediğimiz, korkutucu bir geleceğe bakıyoruz… Tam da eli kulağında durumu.. yeni dünyanın eşiğindeyiz.

Deyimimize gelelim, “Eli Kulağında” pek anlamsız, pek garip gelir, ilk duyduğu zaman insana. Oysa hakikaten pek de isabetli bir betimlemedir! Eski zamanlarda saat lüks ve pahalı bir alet, herkesin evinde yok.. Burası Müslüman bir ülke, ramazan ayında oruç tutuluyor, iftar vakti gelince herkesler sofrada, ama acaba top patladı da duymadık mı? Durum nedir? Çocuğa sesleniliyor, “koş git bak, hoca ezanı okuyor mu?” çocuk çıkıp bakıyor minaredeki hocaya, eve dönüp heyecan içinde sesleniyor “eli kulağında!”

Bu kadar basit, ve bu kadar da demek istediğini tastamam anlatan bir deyim.