Ayyaşlığın da tarihi varmış
Bu yazıya, inyernette rastladım. Artık unutulmuş, hayal de edilemeyecek bir tören ve toplumsal hoşgörü, barış ortamı çizmiş yazar. İlgilisine, yakınca sayılacak tarihimizden, bir garip gelenek.. Ayhan Yalcinkaya’nın emeğine saygıyla. az önceki kupür’ün içeriği: Yazan: Ahmet Hamdi Tanyeli İstanbul’un büyüleyici mezarlıklarından: Eyüp mezarlığından Halice bir bakış Eski sarhoşlar ve esrarkeşler Ramazan bayramlarının birinci günü Edirnekapı dışındaki […]
Devamı →Hissi kablel vuku
Bazı kelimeler var, esasında çok daha yenileri çıkmış piyasaya, parlağı, albenilisi, ama yine de eski diye bir kenara atılmış olduğunu zannettiğimiz hali, bir kral edasıyla köşesinde oturur, gelip geçeni kabul eder biraz tepeden bakarak! İşte bu gün “önsezi” olarak güncel dilimize katılmış olan o güzel kelimeye alternatif olarak, tahtında oturmakta olan bu kelimedir, bu günkü […]
Devamı →Lilith
Bana kanıtlar sormayı lütfen… ama araştırırsanız bulacaksınız, biliyorum.. Pek garip bir hikayedir bu anlatacağım, çoğu kişi bilmez.. Ben de nerede ne zaman okumuştum, unuttum gitti, aklımda bölük pörçük parçalar kalmış.. Konumuz şu, “Adem’in ilk karısının adı nedir?” Hayır, Havva değil! Havva Adem’in ikinci karısıdır, ondan önce bir karısı daha var, ama nedense pek bahsetmiyor kitaplar! […]
Devamı →Gaile
Sözlükte, “Eskimiştir” yazıyor.. Ne garip, bir kelime nasıl eskiyebilir? Çok mu kullanılmış yani? Bilinmez.. Sözlük anlamı olarak da şunlar verilmiş: Dert, sıkıntı, üzüntü, keder, Uğraştırıcı iş, Çekilmesi zor yük.. Tam bu kelime ile mi anlatılıyordu, bilemiyorum, ama İncil ya da Kuran’da olacak, Adem ve Havva, yaradılıştan sonra cennet bahçesine gönderildiklerinde, Allah buradaki her şeyden yiyip […]
Devamı →CORTAZAR
Bu gün, Cortazar konuşalım mı? Ne olur, bırakalım kelimeleri ve Cortazar konuşalım… Ama öncelikle herkeslerden özür dilemek zorundayım, şöyle ki, sizlere hiç okumamış olduğum bir yazarı anlatacağım! 🙂 Gerçekten, bende sadece bir cilt eski bir kitabı var, Cortazar’ın adını duyduğumdan bu yana, sahaflardan arayıp bulup, bir türlü okumak için zaman bulamadığım bir yazar.. Esasında bir […]
Devamı →Tavsiye/Öneri
Bu gün sevgili dostum Çetin Yalçın sormuş bunu. Pek hoşuma gitti.. Hemen ele alalım, biraz üzerinde çalışalım istedim. Eminim hatırlayanlar olacaktır, bir zamanlar Bülent Ecevit’in başını çektiği bir “öz Türkçe” hareketi vardı.. Neredeyse arap ve fars dilleri kökenli ne kadar kelime varsa, bunlara cevaben TDK bir kelime uydurur, ve pek çok kişi, hevesle bu acaip […]
Devamı →Ayna
Benim sakallı filozofum sevgili, kıymetli dostum Ercan Yenal şu iki satırı karalamıştı geçenlerde: “Gözgüye baktım, özüm görmeğe, seni göresim geldi” Bülent Ecevit’in 1976 tarihli “Gözgü” şiirinin ilk iki dizesi.. “Gözgü” Azerbaycan Türkçesinde “Ayna” anlamına geliyormuş. “Al sana “ilham” için iki kelime önerisi Ahmet Altan! (Düşün bakalım bu iki kelime arasındaki farklar üzerine.) “Ayn” Arapçada “Göz” […]
Devamı →Ketum
Eski bir kelime, ama yine kudretli, özel bir kelime… Bazen öyle kelimeler bulmuşlar ki, o durum için daha iyisi yok! Anahtarla kilit gibi… O durumu sadece o kelime anlatabilir, başkaca hangi kelimeyi kullanırsanız kullanın, eksik, yetersiz, uygunsuz kalıyor.. Ketum da böyle bir kelime kanımca.. Eskimiş ve az kullanılır olması üzücü… Haydi, yine sözlük ne demiş […]
Devamı →