Yüklüyor...
Buradasınız:  Giriş  >  Zavallı bir yok oluş  >  Okumakta Olduğunuz Yazı

ZAVALLI BİR YOK OLUŞ 3 (UNABOMBER)

Yazar:    /  19 Mart 2019  /  ZAVALLI BİR YOK OLUŞ 3 (UNABOMBER) için yorumlar kapalı

    Yazdır       Email

Bizler onu, 1996’da yakalanışından çok daha önce ‘Unabomber’ adıyla gazetelerden tanıdık.. Kim olduğu bilinmiyordu.. Birçok insanın yaralanmasına ve üç kişinin de ölmesine neden olmuştu. Polisler yıllarca Unabomber’ın kendi elleriyle özene bezene yaptığı bombalar patladıktan sonra arta kalan ufacık parçaları incelediler. Kurbanların geçmişlerini eşelediler.. 18 yıl boyunca, artık ellerinde onu çok iyi tanıdıklarını düşündükleri kadar bilgi biriktirmişlerdi, öyle ki, yaşamakta olduğu eve girdiklerinde, etraftaki eşyalar bile tanıdık görünmüştü polislere.

Aslında Unabomber’ın nasıl birisi olduğuna ilişkin ipuçları, yakalanışından 18 yıl önce Mayıs 1978’de Chicago’da Northwestern Üniversitesi’nde bir polisin elinde bir paket bombanın patlamasıyla başladı. Daha sonra iki patlama daha oldu, biri Northwestern’da, diğeri Chicago’dan Washington’a gitmekte olan bir uçakta! İşte bundan sonradır ki, polisler bir seri bombacının peşinde olduklarını anladılar.

Bombacı dokuz kez daha saldırdı. 1980 ile 1987 arasında, Illınois, Utah, Tennessee, California ve Washington’daki bombalamaları takiben altı yıl için ortalık sakindi.. 1993’te hareket yeniden başlamıştı.

Her saldırı, bu işi sürdürmekte olan kişi ile ilgili, son derece kısıtlı bir takım bilgiler de bırakıyordu arkada. Patlamadan ele geçmiş olan bazı bombalardan anlaşılabildiği kadarıyla, cilalı ahşap kutulara yerleştirilmiş, el yapımı anahtarlar ve düğmelerle harekete geçen sistemler, karşılarında hastalık derecesinde mükemmeliyetci, titiz, kılı kırk yaran birisi olduğunu düşündürüyordu.

İlk hedeflerin ortak nitelikleri, bombacının üniversiteler ve hava yolları ile ilişkili kişilerle ilgili bazı bağlantıları olması gerektiğine işaret ediyordu. Ama bombalamalar arttıkça, bir bilgisayar mağazası işletmecisi, bir reklamcı ve bir de kereste lobicisi hedef alındı.. Saldırganın toplumda daha geniş bir yelpazeye dönük bir nefret alanı olduğu anlaşılmaya başlandı.

Üniversitelerin nasıl çalıştığı ve eğitimcilerin ne şekilde düşündüklerine ilişkin fikirleri olduğu anlaşılıyordu. Üniversite profesörlerine yolladığı paketler, kitap veya araştırma raporları kılığına sokulmuş, üzerinde sahte de olsa bazı tanınmış akademisyenlerin iade adresleri yazılı, tehditkar değil, davetkar paketlerdi. Araştırmacılar aradıkları kişinin üniversite tahsili olduğunu düşünüyorlardı. Değilse bile hayatının bir döneminde, uzunca bir süre için bir kampüste çalışmış olmalıydı.

İlk dört bomba Chicago çevresinde patladığı için, önceki dönemlerde buralarda yaşamış olduğu düşünülmekteydi.

Bu kadar uzun zamandan bu yana böylesine dikkatli ve yoğun bir araştırma yürütülmüş olmasına rağmen, hiçbir ilerleme kaydedilememiş olması nedeniyle, yalnız yaşayan ve çok az toplumsal iletişim kuran birisi olmalıydı.

Evet… Üçüncü ölümle sonuçlanan bombalamasından sonra, Unabomber New York Times gazetesi ile ilişki kurdu. Bu ilişkide uluslar arası büyük işler ve endüstriyel gelişmeden duymakta olduğu mutsuzluğu anlattı.. Ve teknolojik gelişmenin neden olduğu sonuçları anlattığı bilimsel incelemesinin ulusal bir gazetede yayınlanmasını talep etti.

Unabomber Haziran ayında bu uzun yazısını New York Times ve Washington Post gazetelerine yollayıp, üç ay içinde yayınlanması halinde insanları öldürmekten vaz geçeceğini bildiriyor. Bu yazının yayınlanması oldukça zor bir karar oluyor gazeteler için. Eğer yayınlarlarsa bir teröristin isteğini kabul etmiş olacaklarını, ama yayınlamazlarsa da daha fazla insanın öleceğini düşünerek ikilem yaşıyorlar, ve sonunda, belki toplumdan bir yardım da gelebilir umuduyla, FBI ve Adalet Bakanlığının teşviki ile yazıyı yayınlamaya karar veriyorlar.

35.000 kelimelik bu manifesto ellerine geçtiğinde, 10 yıldır bu iş üzerinde çalışmakta olan federal ajan Tony Mujat ‘Unabomber’ın parmak izini ele geçirdik’ diye yorumluyor metni.

Metin modern dünyanın şeytanlıklarına karşı kızgın bir başkaldırı niteliğinde. ‘Endüstriyel devrim ve sonuçları insan türü için bir felaket olmuştur.’ cümlesiyle başlıyor. Tutucular ve bilim adamları ile alay ederek, onları düşünmeye davet ediyor ve toplumun ekonomik ve teknolojik temellerine karşı bir devrime çağırıyor. *1

Manifesto yayınlandıktan yaklaşık altı ay sonra Kaczynski, konu üzerinde uzun zamandır çalışmakta olan 100 kadar FBI görevlisinin bir numaralı zanlısı durumuna gelmişti. Metni okumuş olan küçük kardeş David, ilk okuduğunda bu bombalamaların arkasında abisinin olabileceği ihtimaliyle dehşete düşmüştü.. Daha önce Ted’in kendisi ile yapmış olduğu bazı konuşmalarda kullandığı bir dizi ifade-ki sadece Theodore’un ifade biçimiydi-aynı biçimde manifestoda yer almaktaydı, bunu okuyan David, birdenbire Unabomber’ın abisi olabileceği düşüncesiyle irkildi… Annesinin evinde yaptığı bir araştırmada Tehodore’un daha önce annesine yazmış olduğu bazı mektuplarda, neredeyse manifestodaki cümlelerin aynıları ile bu görüşlerin savunulmakta olduğunu da okuyunca, bu belgeleri polise verdi. Wanda’ya yazılmış olan mektupları okuyan polisler, bunu yazan kişinin ya manifestoyu yazana bir özet hazırlamış olduğunu ya da bu mektupları yazan ile manifestoyu yazan kişinin aynı kişi olduğunu düşündüler. Görüşler ve dile getiriliş biçimleri o denli benzemekteydi.

Bu bulgular üzerine 20 FBI görevlisi Montana’ya geldi, ve Kaczynski’nin küçük kulübesi dışarıdan gözetim altına alındı. Altı hafta kadar sonra evi bastılar ve Unabomber olduğundan emin oldukları bu adamı nezarete aldılar. Evde bomba yapımına ilişkin kitaplar, manifestonun yazılmış olduğu bir daktilo ve tamamlanmış bir de bomba bulundu.

*1 Ben bu manifestoyu oldukça küçültülmüş harflerle bastım ve toplam 47 sayfa tuttu! Artık gazeteler bunu bir günde mi yoksa birkaç seferde mi, ya da özel bir ek olarak mı bastı, bilemiyorum..

Facebook Comments
Paylaşmak ister misiniz?
    Yazdır       Email