Bugün konumuz bir kelime değil, farklı bir başlık açmak istedim;
Üniversitede vermekte olduğum “Yaratıcılık ve girişimcilik” başlıklı dersimde temas ettiğim bir konu var; inovasyonun gücünü anlatmaya çalıştığım bir bölüm. Bu bölümde domatesten başlayıp iPhone ve kalp stentine kadar, çeşitli ürünlerin kilogram fiyatlarını mukayese ediyorum. Yani neyin kilosu kaç paraya satılıyor gibi, alışık olduğumuzdan farklı bir bakış sunmaya çalışıyorum öğrencilere. Cep telefonunu kilo ile almadığımız için, kilosunun kaç para olduğunu hiç düşünmüyoruz doğal olarak. Ama öğrenci, benzer malzemeler kullanılarak üretilmiş olan ürünleri mukayese edip değerlendirdiğinde, yüksek teknoloji ve inovasyon içeren ürünlerin, malzeme maliyetinin ne kadar üstünde bir değere ulaştığını fark ediyor.
Bir arkadaşımla, zaman zaman yaptığımız bir televizyon programı için, aklıma gelen mevzuları not aldığım bir defterim var, bu defter elime geçti. “Labor cost of things” diye bir başlık yazmışım. Yani, satın aldığımız bir ürünün kişinin ne kadar zamanına mal olduğunu ele alan bir konu. Diyelim ki bir buzdolabı 2000 lira olsun ve kişinin de ayda 2000 lira maaşı olsun, bu durumda, bir buzdolabı 1 ay. 100.000 liralık bir araba 50 ay, yani yaklaşık 4 yıl.. Kilosu 80 liralık bir kilo et,1 günden fazla!
Yiyecek içecek bir tarafa da, gerçekten ihtiyaç duymadığımız şeyler için verdiğimiz zamanı hesap edecek olursak, sanırım daha dikkatli para harcarız, hatta bazı şeyleri hiç almayız belkide! Üzerinde düşünmeye değer gibi geldi.. Hani bloğumuzun adı da “Günlük İlham” ya, belki sizlere başka bir ilham getirebilir bu düşünce diye umarak..