HAKİKAT
Arapça kökenli bir kelime “Hakikat”. Bir şeyin aslı, esası, özüne işaret ediyor. Güncel Türçemizde ” Gerçek” diye ifadesini bulsa da, ifade etmekte zorlansam da, “Gerçek” ile “Hakikat” arasında, sanırım az da olsa bir fark var.. Olmasa, neden “Hakikat” i “Gerçek” e tercih edeyim ki bazı zamanlarda? Mesela, Amerika’da, mahkemelerde, tanıklık edecek kişiye “Truth, the whole truth, […]
Devamı →İLTİFAT
Güzel, hoş, gönül alıcı bir faaliyetin kelimeleşmiş hali.. Sanırım bunun akrabaları “latif” ve “mültefit” yabancı dilden sızıp, yerini almaya çalışan bir de “kompliman” var. Ama bence yerini tutmaz, zayıf kalır, yabancı kalır.. “İltifat”ta söylenen sözün gerçek ya da değil olmasına bakılmaz. Karşındaki kişiye, yol kenarından topladığın üç beş papatya vermek gibidir aslında.. İltifat’ı çok abartıp […]
Devamı →İDRAK
Günün kelimesi “idrak”.. Pek de kenarda kalmış, unutulmuş bir kelime değil aslında, ama bunca kelime arasında, anılmayı hak ediyor. Sözlükte “akıl erdirme, anlama yeteneği, kavrayış” diye açıklanıyor. Esasında matah bir tarafı var, çünkü bir şeyi bilmek başka şey, idrak etmek başka şey sanki. İdrak etmek, adeta “jeton düşmesi” gibi bir his.. Gerçekten anlamak, neden sonuç […]
Devamı →TEESSÜF
Ne varsa eski kelimelerde var… Nasıl edeceğiz de bunları yeni kuşaklara aktaracağız? Ercan Yenal sipariş etmişti bu kelimeyi.. Buyurunuz maestro: “Yazıklar olsun!” kelimenin sözlük anlamı bu, annesi Esef, adını üç kere üflemiş kulağına doğurduğunda “teessüf, teessüf, teessüf” diye.. İkisi de pırıl pırıl kelimelerdir, iyi aile, köklü kütüklü… Bir yerde okumuştum, genç birisi “bunu yaşlılara söylememem gerektiğini […]
Devamı →KENAFİR GÖZLÜ
Bu laf bana çok komik gelir.. Ama öyle bir laf ki, uygun kişiyi bulduğunda, tastamam gediğe koyulmuş taş gibidir! Başka hiç bir kelime, bunun ifade edebildiği dolgunlukta ifade edemez, yani yerine geçebilecek, “ikâme” edebilecek bir başka sözcük yok gibi.. Araştırdım baktım, esasında “Kinaver gözlü” olması gerekirken, bizim dilimize böyle bir başkalaşım geçirerek girip yerleşmiş […]
Devamı →KÜLLÜ SU
Bugün kelime yok, inanmayacaksınız ama, kurabiye tarifi vereceğim! Dün akşam soba yakmıştık balkonda yemek yerken. Sabah da küllerini döktük, Mine “bundan çok güzel küllü su olurdu” diyerek hayıflandı! “O da ne ola?” diye sorunca, “kurabiye yapımında kullanılır, kıtır kıtır olmasını sağlar, ama nasıl yapılır tam bilmiyorum, teyzeme soralım, o bilir” dedi.. Aradık annemi, güldü, […]
Devamı →HASLET
Eski, hayli eski bir sözcük yine. Sözlüğe baktığımda, “yaradılıştan gelen huy, özellik, tabiat, mizaç” diyor. Yani belki, bazı huyların sonradan edinilmiş olduğuna işaret ediyor. Oysa bazı hal, tavır ve özelliklerimiz var ki, daha doğduğumuz gün bizim adeta fiziksel bir parçamız, bir organımız gibi, bizimle doğuyor, sanki bir yapıtaşı.. Gerçekten, küçük bir çocukta öyle bir […]
Devamı →