Birkaç gündür dost sohbetlerinde bu eşsiz kelime konuya giriyor bir şekilde… “Heves”.. Küçümsüyoruz onu galiba.. Gelip geçici, ve biraz çocuksu, değersiz belki.. böyle manâlar ekleştiriyoruz galiba. Oysa “heves” o kadar önemli ki. Adeta yaşamın dinamosu, enerji kaynağı. Heves olmaksızın belkide yaşamı sürmez insanın. Ya da şöyle diyelim, “heves bitince, yaşam da biter!!” İnsan ister, insan umar, insan arzu eder… Böyle devam eder yaşamını anlamlandırmaya. Genç yaşlarında ne çok şeye heves eder, ve yaşlandığında ne çok hevesinden vaz geçer.. Günün birinde bakarsın, o şevk dolu, yaşam dolu kişi gitmiş, yerine bir kanepe yastığı gelmiş.. Hiç bir şey yapmaya istek duymayan bir canlı cenaze.. Heves bitmiştir.. Yaşamın bitişinin habercisi gibi.