Bu gün bir misafir var yine, sayın Emrah Uluç, kendisi, bize okyanustaki küçük bir adada gerek görülüp icat edilmiş olan bir kelimeyi tanıtacak, hoşgeldiniz diyorum ve teşekkür ediyorum hepimiz adına bu güzel kelime için:
Bu gün aklımdaki sözcük “fago”ydu, Pasifik’teki Caroline Adalarında küçük bir mercan adası olan İfaluk halkıyla yaşarken antropolog Catherine Lutz’un içgüdüsel olarak hissettiği; ama İngilizce karşılığı olmayan bir duygunun ifadesi. Saldırgan olmayan bir halk İfaluklar, belki de bu nedenle, “fago” merhamet, üzüntü ve aşkı duygularını harmanlayan bir sözcük. Merhamet var; ama o merhamet kendini efendi görenin merhameti değil, sevenin merhameti ve sevdiğine üzülerek merhamet ediyor. Merhamet ederken kendine de acıyor, büyüklenme yok o merhamette.
Küfredesim var, ama tüm küfürler yasaklı. Cinsellik içermemeli küfürler deniyor, hayvan dostlarımız deniyor. Peki, ben nasıl küfür edeceğim, içimdeki öfke, kızgınlık nasıl boşalacak? “Küfür Etmenin Kısa Tarihi”nde Melissa Mohr bazı bilim insanlarının, dünya savaşlarının getirdiği vahşete küfürle çıkış arandığını ve küfür olarak kullanılan “fuck” “s.kmek” gibi sözcüklerin fiilden isme dönüştüğünü anlatıyor güzel güzel. Bazen bu pisuvardır, bazen de değil.
O camdan atılan kıza karşı hissetiklerim “fago”, atanlara ettiğim her küfür “bu bir pisuvardır”.
Fago
Facebook Comments
- Published: 6 sene ago on 14 Şubat 2019
- By: Ahmet Altan
- Last Modified: Şubat 14, 2019 @ 9:31 am
- Filed Under: misafirler