Bu günkü kelimemiz, “bahtiyâr”. Kanımca bu mücevheri Nâzım kazandırmış dilimize..
Hani diyor ya “bu gün pazar” adlı şiirinde… (Çok da güzel şiirdir, haydi koyalım şuraya, üşenmeyelim)
“Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
Bu kadar benden uzak
Bu kadar mavi
Bu kadar geniş olduğuna şaşarak
Kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
Dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben…
Bahtiyârım…”
İşte burada ışıyor “bahtiyâr”, öyle yalın, öyle kudretli bir mutlu olmak hali, yok, mutlu da değil, mes’ut olmak hali.. Öyle kuvvetli ki, kurşun işlemez sıksan o adama, o anda.. “Bahtiyâr” çünkü..